Normal… Evet, hiçte alışık olmadığımız, beklemediğimiz bir salgınla/ virüsle beraber aylar sonra ‘’yeni normal’’… Yeni normal, normal gibi olmuyor mu? İtiraf edelim hepimiz zorlanıyoruz. Neyse ki sosyolojik yapısı güçlü bir varlık olan insanoğlu en üst düzeyde uyarlanma/ uyum kabiliyetine sahip ki yeni normali galiba yakaladı. Kolay olmayan bu süreçte başta çocuklar olmak üzere, ergenler, yetişkinler ve de anne babaların zorluklar yaşaması beklendik bir durumdur. Duygu, düşünce ve davranış çeşitliliğinin ve değişiminin sık olması ise gayet olağandır. Beklenmedik ve istenilmeyen durumların/krizlerin büyümemesi adına işte tam da bu noktada ebeveynlerin; evde ve sürecin genelinde öğretmenliğine, desteklerine ciddi manada ihtiyaç duyulduğu aşikârdır. Gelin hep birlikte sıkça dile gelen gündemleri ve neler yapılması gerektiğini konuşalım:
Birinci önemli husus şu ki; ebeveynlerin gözden kaçırmamaları gereken, çocukların gelişimsel dönemi ve özellikleridir. Başka bir ifadeyle gelişim psikolojisini okuma da diyebiliriz. Nitekim gelişimsel özelliklerine, dönemine, yaşına bağlı olarak çocuklarda gördüğümüz/ gözlemlediğimiz tepkileri işte o zaman daha net sınıflandırabiliriz. Somut bir şekilde sizlerden gelenlerle örneklendirecek olursak; ‘’Hocam çocuğumu tanıyamıyorum, çok fazla teknoloji kullanmaya, tepkileri değişmeye başladı’’ ifadesini değerlendirelim: Çocuğumuz kaç yaşında? Teknoloji kullanımındaki içerikler nelerdir? Yaşına göre kullanım durumu belki de gayet normal; fakat size göre normal gelmemiş olabilir. Dolayısıyla her çocuğumuzun gelişim dönemi özellikleri ve yaşına göre genel durumunu bilmemiz/ danışmamız işleri kolay kılabilmektedir. Ayrıca çocuklarımızın gelişimlerinin devam ettiğini ve bu noktada onlara yaklaşım tarzlarımız noktasında duyarlı olmamız gerektiğini unutmamamız gerekiyor.
İkinci önemli husus şu ki; ebeveynlerin ‘’dijital dönüşüm’’ noktasında öğrenme motivasyonu, gelişmeleri takip etme ya da vakıf olma ve de zihinsel esneklik gösterip, direnç noktasında iç görü kazanmaları gerekmektedir. Bu olduğu takdirde çocukla, ergenle hem iş birliği hem de ortak payda ve dilde bir araya gelme durumu doğacağından ilişki ve iletişimlerinize de katkı sağlayacaktır. Dolayısıyla anne ve babaların teknolojik çağın getirmiş oldukları yeni durumlara ilgi ve merak duymaları kazan-kazan durumlarını artıracaktır.
Üçüncü önemli husus şu ki; anne ve babaların benzer sorunları veya çözümleri yaşadığı akranlarının aileleri ile zaman zaman bir araya gelmeleri tüm paydaşları rahatlatacaktır. Benzer durumların diğer ailelerde olduğu hissiyatı iyi gelecek ‘’bu sadece bizim evde olmuyor demek’’ ifadeleri rahatlatacaktır. Böylelikle aslında ‘’kendi kendine yardım gruplarını’’ da kurmuş olacağınızdan yapılan etkileşim ve paylaşımlar, sosyal destek hissi iyi gelecektir. Bunların yanı sıra elbette ve her zaman ‘’Okul Psikolojik Danışmanlarından’’ ve gerekli uzmanlardan destek alma noktasında geç ve resesif kalmamanız önem teşkil edecektir.
Dördüncü önemli husus şu ki; çocuk ve ergenlerde artan internet, sosyal medya ve oyun bağımlılığı… Buna bağlı olarak evde artan uzun uzadıya tartışmalar, inatlaşmalar…
Anne ve babaların bir kısmı bu konuda sizlerden gelenleri derlediğimde şunu ifade edebilirim ki bir kısmı çaresiz kalmış durumda bir kısmı artık hiç umursamamakta bir kısmı ise aşırı kuralcı ve katı bir şekilde çeşitlilik göstermektedir. Bahsedilen bu durumları elbette ki tavsiye etmiyorum. Pekiyi neleri yaparsak daha iyi olur:
- Çocuğunuzun duygularını, düşüncelerini anlamaya çalışıp sosyal medyanın veya oynadığı oyunun hangi ihtiyaçlarını giderdiği noktasında sohbet etmek, oluşan eksiklikleri tespit edip tarafların üzerine düşen sorumlulukları fark etmek,
- Evde teknoloji kullanım anlaşmaları yapmak ve buna uymak,
- Teknolojik oyunlar dışında beraber oynayacağınız oyunları artırmak,
Örneğin; Mangala, beş taş, satranç, isim-şehir vd. gibi
- Zaman zaman dersler ve önemli işler dışında teknoloji orucu zaman zaman sosyal medya orucu yapmak,
- Günlük kullanım ve aktivasyon durumunu yazmak, karara bağlamak,
Örneğin; dört yaşındaki bir çocuğa emzik gibi telefon, tablet vermemek
on dört yaşındaki bir ergenin ise günlük ortalama iki, iki buçuk saatle sınırlı tutmak
- Evde alışılmışın dışında ortam hazırlamak ve çocukları bu ortama çekmek faydalı olacaktır.
Beşinci önemli husus şu ki; anne ve babaların çocuklara sorumluluk vermesi, paylaşımlar yapması ve çocuklarında paylaşımlar noktasında motive edilmesi ya da olduğu gibi kabul etmesi, ifade ortamının açık ve sağlıklı olması tüm bireylere iyi gelecektir. Bunlar olmadığı takdirde sizlerden bana gelen ifadeler şu şekilde oluyor: Hocam hep aynı! Evet, bu durumun ve ev ortamının, yapılacakların hep aynı olmaması için bizlerin de farkındalık kazanması iyi gelecek, rahatlatacaktır.
Korona virüs krizini yeni normal diye adlandırdığımız bu süreçte kendimiz, evimiz ve tüm paydaşlar için fırsata –yetebildiğimiz kadar- çevirebildik mi? Sahi her şey aynı mı?
Keyifli okumalar dilerim.
Hilal ALKAN, Uzman Psikolojik Danışman
Comments are closed.